onurlu

listen to the pronunciation of onurlu
Türkçe - İngilizce
honorable

You should do the honorable thing and resign. - Onurlu bir şey yapmalısın ve istifa etmelisin.

In our society, there are both honorable people and swindlers. - Bizim toplumumuzda, hem onurlu insanlar hem de dolandırıcılar vardır.

{s} honourable

You must avoid misbehaving in order to be a honourable person. - Onurlu bir insan olmak için edepsizlik etmekten kaçınmalısın.

dignified

I am wise enough to think that if one is born a fish, it is more dignified to die under the water than in the frying pan. - Eğer balık olarak doğmuşsan, suyun altında ölmenin kızartma tavasında ölmekten daha onurlu olduğunu düşünecek kadar bilgiliyim.

Will you explain what the trouble is? asked Anne, in her most dignified manner. - Anne, en onurlu tavrıyla Sorunun ne olduğunu açıklar mısın? diye sordu.

honoured [Brit.]
honourable [Brit.]
honored

I know Tom was truly honored. - Tom'un gerçekten onurlu olduğunu biliyorum.

I am very happy and honored to meet you in person. - Sizinle şahsen tanışmaktan çok mutlu ve onurluyum.

honourable, honorable, self-respecting, dignified
self respecting
proud
self-respecting, (someone) who has a becoming sense of pride
self-respecting
{s} honoured
onur
honor

Then the guest of honor opens them and expresses his or her appreciation. - Sonra onur konuğu onları açar ve şükranlarını ifade eder.

There is honor among thieves. - Hırsızlar arasında onur vardır.

onur
honour

To what do I owe the unexpected honour of finding you here in my house? - Sizi evimde burada bulmanın beklenmedik onurunu neye borçluyum?

You must avoid misbehaving in order to be a honourable person. - Onurlu bir insan olmak için edepsizlik etmekten kaçınmalısın.

onurlu bir şekilde
proudly
onurlu bir şekilde
honoredly
onur
{i} face
onur
amour-propre
onur
self-worth
onur
selfesteem
onur
(Felsefe) dignity

This is the word to regain our dignity. - Bu, onurumuzu tekrar kazanmak için kelimedir.

There's nothing any of us can do for Tom now except let him die with dignity. - Onuruyla ölmesine izin vermek dışında, Tom için artık yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

onur
self-respect
onur
pride
onur
kudos
onur
amourpropre
onur
credit
onur
honorary
onur
amour propre
onur
to honour
onur
of honor
onur
to honor
onur
of honour
onur
be honoured
Onur
(isim) Honor; self-respect, dignity
dürüst ve onurlu olmak
(deyim) play the game
onur
honour, honor; pride, self-respect
onur
honour [Brit.]
onur
self-respect, self-esteem, pride
onur
honor, distinction
onur
self esteem
onur
self respect
onur
self_esteem
onur
amour
Türkçe - Türkçe
Onuru olan veya onurunu üstün tutan, şerefli, gururlu
Onuru olan veya onurunu üstün tutan, şerefli, gururlu: "Hint kızları onun için şaşılacak derecede mahcup, çekingen ve onurludur."- H. Taner
şerefli
haysiyetli
onur
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
onur
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar: "Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez."- T. Buğra
onur
Kişinin kendine karşı duyduğu saygı
onur
insanın kendine karşı duyduğu saygı
onur
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar
onurlu