on and on

listen to the pronunciation of on and on
İngilizce - Türkçe
sürekli olarak
sürekli

Öğretmen sürekli konuştu. - The teacher talked on and on.

durmadan

O durmadan yağmurda yürüdü. - She walked on and on in the rain.

O, durmadan ailesinin sorunları hakkında konuştu. - She talked on and on about her family problems.

Ara vermeden, boyuna, mütemadiyen, biteviye
Ara vermeden, biteviye
boyuna
aralıksız olarak
durmadan; durup dinlenmeden
(deyim) on and on ( genellikle go...) ara vermeden ,boyuna,mutemadiyen
İngilizce - İngilizce
FOR A LONG TIME, for ages, for hours, at (great) length, incessantly, ceaselessly, constantly, continuously, continually, endlessly, unendingly, eternally, forever, interminably, unremittingly, relentlessly, indefatigably, without let-up, without a pause/break, without cease
without a break, without stopping
on and on