not allowed, banned, prohibited

listen to the pronunciation of not allowed, banned, prohibited
İngilizce - Türkçe

not allowed, banned, prohibited teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

forbidden
yasak

Onun dışarı çıkması yasaklandı. - She is forbidden to go out.

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır. - Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

forbidden
{s} yasaklanmış

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır. - Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler. - They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.

forbidden
{f} yasakla

Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur. - The more things are forbidden, the more popular they become.

Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler. - They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.

forbidden
{f} yasakla: adj.yasak
forbidden
{f} yasakla: adj.yasaklanmış
İngilizce - İngilizce
{s} forbidden
not allowed, banned, prohibited