nedensiz

listen to the pronunciation of nedensiz
Türkçe - İngilizce
irrational
unwarranted
unreasoning
without cause or reason
without a reason
unprovoked
arbitrary
groundless
wanton
causeless, groundless; without a reason
causeless
gratuitous
causelessly
unsubstantiated
innocent of reason
motiveless
blind
pathological
unmotivated
neden
cause

A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes. - İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.

An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami. - Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.

neden
reason

Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering. - Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.

For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be. - Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.

neden
why

Why did you come to Japan? - Neden Japonya'ya geldin?

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir neden yok.

nedensiz seçilmiş
arbitrary
nedensiz olarak
groundlessly
nedensiz saldırı
wanton attack
nedensiz zenginleşme
(Hukuk) unjust enrichment
neden
{i} ground

Mars is red because of rusty iron in the ground. - Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

Adultery was a ground for divorce. - Zina bir boşanma nedeniydi.

neden
what for?
neden
motive

Nobody seemed to have a motive for the murder. - Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.

I don't know the motives for Marlon's behaviour. - Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.

neden
wherefrom
neden
causatively
neden
{i} rise

Thoughtless speech may give rise to great mischief. - Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.

Why did you turn down his request for a pay rise? - Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?

neden
grounds
neden
matter for
neden
argument

Why do you always have to get so personal when we have an argument? - Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?

neden
y (why)
neden
why on earth

Why on earth did you sell your newly-built house? - Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

neden
score
neden
factor

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me? - Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

neden
incentive
neden
matter of
neden
(Kanun) instance
neden
whyever
neden
motivation
neden
point

What's the point of us being here? - Burada olmamızın nedeni ne?

Love your enemies, for they point out your mistakes. - Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.

neden
matter

Why does it matter so much to you? - Neden senin için bu kadar önemli?

Language is an important matter, so don't leave it to the linguists. - Dil önemli bir konudur, bu nedenle dilbilimcilere bırakmayın.

neden
spring

Do you know why spring rolls are called spring rolls? - İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?

neden
whys
neden
the reason
neden
to cause
neden
the cause
neden
the cause of
neden
{i} case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

neden
cause, reason; why, what for
neden
cause; reason
neden
forwhy
neden
room

Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement. - Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

Why haven't you cleaned your room? - Neden odanı temizlemedin?

neden
(Hukuk) reason, ground
neden
Why?/What for?/For what reason?/For what reason ...?/Why ...?
neden
inducement
neden
whence
neden
occasion
neden
wherefore
neden
seeds
neden
wherefores
neden
what for
neden
causation

Correlation doesn't imply causation. - Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.

Correlation doesn't equal causation. - Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.

Türkçe - Türkçe
Bir sebebi olmadan
Nedeni olmayan, sebepsiz
nedenli nedensiz
Hiçbir dayanağı yokken, nedeni olsun veya olmasın, sebepli sebepsiz
neden
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep: "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor."- A. İlhan
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin: "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?"- H. Taner
nedensiz