İngilizce - Türkçe
n a prostrating disease caused by a determination of the teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- emotion
- {i} his
Duyguları hissetmek iyidir.
-It's okay to feel emotions.
Muhakeme gücümüzün hislerimiz tarafından gölgelenmesine izin verirsek her zaman yanlış ağaca havluyor oluruz.
-If we let our reasoning power be overshadowed by our emotions, we would be barking up the wrong tree all the time.
- emotion
- {i} duygulanma
O, duygulanmaktan dolayı ağladı.
-She wept with emotion.
- emotion
- {i} heyecan
Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.
-Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion.
O herhangi tipte heyecan göstermedi.
-She didn't display any type of emotion.
- emotion
- duygulanım
- emotion
- (Tıp) emosyon
- emotion
- güçlü duygu
- emotion
- duygu
Tom duygularını kontrol edemedi.
-Tom couldn't control his emotions.
O, duygularını kontrol edemez.
-She can't control her emotions.
- emotion
- coşku
- emotion
- heyecan/duygu
- emotion
- (Askeri) HEYECAN, HİS, DUYGU
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
n a prostrating disease caused by a determination of the teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- emotion
n a prostrating disease caused by a determination of the
Heceleme
n a prostrating dis·ease caused by a de·ter·mi·na·tion of theTelaffuz
Resimler
Favoriler