kuma

listen to the pronunciation of kuma
Türkçe - İngilizce
sand

He dug a hole in the sand. - O, kuma bir çukur kazdı.

He stuck his head in the sand like an ostrich. - Kafasını, deve kuşu gibi kuma gömdü.

female concubine
fellow wife, second wife
fellow wife (in a polygamous household)
batch
second wife
fellow wife
spouse
co-wife
cowife
kum
{i} sand

The sand on the beach was white. - Plajdaki kum beyazdı.

Several children are playing in the sand. - Bazı çocuklar kumda oynuyorlar.

kum
dirt
kum
rocker
kum
grit
kum
of sand
kum
to sand
kum
sand for
kumak
sand
kum
sand; gravel
kum
gravel (in the kidneys)
kum
hard granules (in fruits such as pears or quinces)
kum
gravel

The long coastline of the city contains sand and gravel. - Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir.

kum
aggregate
Türkçe - Türkçe
(Hukuk) Eskiden aynı erkeğe varan kadınların birbirine karşı durumları
Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre olan adı
Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak: "Bir sene onunla dağlarda dolaşmış, anamın üstüne kuma getirmiş."- H. E. Adıvar
Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak
kündeş
ortak
KUM
(Osmanlı Dönemi) (KUMİ) (Kavm. den) Kalk (mânasına emir
Kum
mim
Kum
(Osmanlı Dönemi) DI'S
kum
iran'da, şiiliğin merkezi olan kent
kum
Vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler
kum
Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan ufak, sert taneciklerin bütünü: "Çocuklar kumdan bir fırın yaparak oynuyorlardı."- M. Ş. Esendal
kum
Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan ufak, sert taneciklerin bütünü
kum
Armut, ayva gibi meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler
kum
Armut, ayva gibi bazı meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler
kum
Meriç ırmağı deltasında, birçok kuş türünü barındıran ve tabiatı koruma alanı kapsamına alınan bir göl
kum
Armut, ayva gibi bazı meyvelerin etli bölümdeki sert tanecikleri
kum
Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler
kuma