kümes

listen to the pronunciation of kümes
Türkçe - İngilizce
coop

Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop. - Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.

Tom built a chicken coop in his backyard. - Tom arka bahçesine bir tavuk kümesi kurdu.

coop (for poultry)
hencoop
hut
fowl run
pen
cote
poultry-house, coop; hut, hovel
cot
(Konuşma Dili) tiny house
hutch
hovel
poultry yard
henhouse

I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle. - Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı.

The chickens are in the henhouse. - Tavuklar kümes içindedirler.

poultry house
kümes hayvanı
barndoor fowl
kümes hayvanları
poultry

I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy. - Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.

kümes bahçesi
chicken run
kümes bahçesi
run
kümes gibi bina
rookery
kümes hayvancılığı
poultry raising
kümes hayvanlarında esneme hastalığı
the gapes
bacak (kümes hayvanında)
(Gıda) drumstick
evcil kümes hayvanları
(Çiftçilik) barn door fowls
evcil kümes hayvanı
barn door fowl
haşlanan kümes hayvanı
boiler
Türkçe - Türkçe
Tavuk, hindi gibi evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer
Tavuk, hindi gibi evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer: "Ne kümeste tavuk bırakırmış, ne ahırda hayvan, ne de ağılda koyun..."- H. R. Gürpınar
Ufak ev
pin
pinnik
pun
kümes hayvanları
Etinden, tüyünden, yumurtasından yararlanmak üzere yetiştirilip beslenen tavuk, kaz, ördek, hindi gibi evcil hayvanlar
kümes