in actual fact

listen to the pronunciation of in actual fact
İngilizce - Türkçe
işin doğrusu
gerçekten
in fact
doğrusu

Doğrusu, seni burada görmek büyük bir sürpriz. - In fact, it's a great surprise to see you here.

in fact
hatta
in fact
aslında

Ondan çok hoşlanmıyorum, ben aslında ondan nefret ediyorum, - I don't like him much, in fact I hate him.

Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır. - In fact, Marie Curie is Polish, not French.

in fact
gerçekte

Gerçekten, o kiliseye gitmedi. - In fact, he didn't go to the church.

Gerçekten ondan hoşlanmıyorum, aslında, ondan nefret ediyorum. - I don't really like him, in fact, I hate him.

in fact
(deyim,Kanun) hakikaten
in fact
adeta
in fact
gerçekten

Gerçekten, o kiliseye gitmedi. - In fact, he didn't go to the church.

Gerçekten ondan hoşlanmıyorum, aslında, ondan nefret ediyorum. - I don't really like him, in fact, I hate him.

in fact
aslına bakılırsa
in fact
aslına bakarsak
in fact
oysa
in fact
(deyim) sahiden
in fact
Aslında; haddi zatında: "He iş, in fact, ninety five. - Aslınde doksan beş yaşında."
in fact
hakikatte
İngilizce - İngilizce

in actual fact teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

in fact
actually, in truth

People think tomatoes are vegetables, but, in fact, they are fruits.

in fact
Resulting from the actions of parties
in fact
in reality or actuality; "in fact, it was a wonder anyone survived"; "painters who are in fact anything but unsophisticated"; "as a matter of fact, he is several inches taller than his father
in fact
actually, truthfully, as a matter of fact
in fact
de facto
in actual fact

    Heceleme

    in ac·tu·al fact

    Türkçe nasıl söylenir

    în äkşıl fäkt

    Telaffuz

    /ən ˈaksʜəl ˈfakt/ /ɪn ˈækʃəl ˈfækt/

    Videolar

    ... writes the actual fact. ...