in a state of marriage; having a wife or a husband

listen to the pronunciation of in a state of marriage; having a wife or a husband
İngilizce - Türkçe

in a state of marriage; having a wife or a husband teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

married
evli

Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler. - Some young Japanese people prefer being single to being married.

Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu. - Tom asked me how long my parents had been married before they separated.

married
(sıfat) evli
married
evlilik

Tom ve Mary'nin on üç yıllık mutlu bir evlilikleri var. - Tom and Mary have been happily married for thirteen years.

Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım. - I was disillusioned at his married life.

married
evlilikle ilgili
married
{f} evlen

Misako, geçen Haziran bir Kanadalıyla evlendi. - Misako married a Canadian last June.

O, Kanadalı bir kızla evlendi. - He married a Canadian girl.

married
marry evlendir/evlen
married
evliliğe veya evlilere
married
{s} to ile evli
married
{s} evliliğe/evlilere özgü
İngilizce - İngilizce
married
in a state of marriage; having a wife or a husband