hoşlan

listen to the pronunciation of hoşlan
Türkçe - İngilizce
enjoy

He enjoyed reading detective stories. - O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.

Most young adults enjoy going out at night. - Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

care for

I don't care for foreign food. - Ben yabancı yemekten hoşlanmam.

I don't care for sports. - Sporlardan hoşlanmam.

{f} liking

Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish. - Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.

I cannot help liking him in spite of his many faults. - Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.

hoşlan