They worked hard for the sake of their children.
- Çocuklarının hatırına çok çalıştılar.
Don't be angry with me, for I did it for your sake.
- Bana kızma, ben onu senin hatırın için yaptım.
Dan had no memory of what he had done.
- Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
I have a dim memory of my grandmother.
- Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.
Tom remembered how beautiful Mary had been when he first met her.
- Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.
I remembered everybody.
- Ben herkesi hatırladım.
I recalled a newspaper story about those twins.
- Şu ikizler hakkındaki gazete makalesini hatırlattım.
I can't recall her name at the moment.
- Şu anda ismini hatırlayamıyorum.
Tom admitted that he always has trouble remembering names.
- Tom isimleri hatırlamada her zaman sorun yaşadığını itiraf etti.
Tom had trouble remembering what Mary looked like.
- Tom Mary'nin nasıl biri olduğunu hatırlamada güçlük çekiyordu.
She may not remember me, but I do remember her.
- O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.
I never see this album without remembering my school days.
- Bu albümü, okul günlerimi hatırlamadan asla göremem.
Memories of my college days come to my mind.
- Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
My appointment at the hospital completely slipped my mind. Why didn't you remind me?
- Hastanedeki randevumu unuttum. Neden bana hatırlatmadın?
Tom only had a dim recollection of what Mary looked like.
- Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.
It is just my recollection that there remained no more than 20 people in the village.
- Hatırladığım kadarıyla köyde yirmi kişi kaldı.