give heed to

listen to the pronunciation of give heed to
İngilizce - Türkçe
kulak asmak
dikkat etmek
önem vermek
dikkatli olmak
smell
koklamak

Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika! - It's so wonderful to smell freshly made coffee!

Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır. - It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.

smell
{i} koku

Sansar kötü kokusuyla bilinir. - The weasel is noted for its bad smell.

Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir. - A dog's sense of smell is much keener than a human's.

give heed
(Dilbilim) dikkat etmek
give heed
(Dilbilim) ilgilenmek
pay attention to
dikkatini vermek
pay attention to
nazarı dikkate almak
pay attention to
aldırmak
smell
-in kokusunu almak
smell
kokmak (kötü)
pay attention to
dikkatini ver
smell
{f} kok

Kız çiçekleri kokluyor. - The girl is smelling the flowers.

Sansar kötü kokusuyla bilinir. - The weasel is noted for its bad smell.

smell
kokuşmak
smell
iy
give to
(deyim) give someone to understand that... birine üstü kapalı anlatmak,çıtlatmak,ima etmek
pay attention to
(Fiili Deyim ) -e dikkat etmek , aldırış etmek
pay attention to
ilgilenmek
pay attention to
önemsemek
pay attention to
dikkat etmek

Trafik ışıklarına dikkat etmek zorundayız. - We must pay attention to the traffic light.

Size söyledim, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dikkat etmek zorundaydınız. - I told you you had to pay attention to your legs and feet.

pay attention to
dikkate almak
smell
smell out kokusunu alar
smell
(isim) koku, koklama, koku alma duyusu, pis koku, ima
smell
bir hile olduğunu sezmek
smell
hava

Hava bahar çiçekleri gibi kokuyor. - The air smells like spring flowers.

Yangından sonra, duman kokusu günlerce havada kaldı. - After the fire, the smell of smoke remained in the air for days.

İngilizce - İngilizce
pay attention to
give heed
To pay attention; to heed
To give heed to
smell
give heed to