In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
It's unlikely that Tom will ever return home.
- Tom'un eve geri dönmesi olası değil.
Her one wish was to return and see her only daughter one last time.
- Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.
I want to return home, as I prefer to study and to succeed in life.
- Okumayı ve hayatta başarılı olmayı tercih ettiğim için eve geri dönmek istiyorum.
The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
- Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
Let's go back before it begins to rain.
- Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Go back to your seat.
- Koltuğunuza geri dönün.
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
He wants to go back to the wild.
- O, vahşi hayata geri dönmek istiyor.
We'll have to come back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
You may go out only if you come back soon.
- Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
I'll stay here till you get back.
- Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
If you don't have an accident on the snowy roads I think you should be able to get back safely.
- Karlı yollarda bir kaza yapmadıysan, güvenli bir şekilde geri dönebilmen gerektiğini düşünüyorum
Tom will be returning soon.
- Tom yakında geri dönecek.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned to America.
- Amerika'ya geri döndü
Turkish envoy heads back to united states.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
It's too late to turn back.
- Geri dönmek için çok geç.
You don't have to be back until tomorrow.
- Yarına kadar geri dönmek zorunda değilsin.
When do you have to be back in Boston?
- Boston'a ne zaman geri dönmek zorundasın?
I want to return to work.
- İşe geri dönmek istiyorum.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?