görgü

listen to the pronunciation of görgü
Türkçe - İngilizce
good manners

I was appalled by her lack of good manners. - Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm.

Greetings are the basis of good manners. - Selamlar, görgü kurallarının temelidir.

cultivation
good manners, breeding
manners, etiquette; experience
breeding
convenances
etiquette

There's proper etiquette for everything, even an orgy. - Her şey için görgü kuralı vardır, hatta bir seks partisinin bile.

Grace
witnessing, having seen something personally
manners

Who taught them table manners? - Masa görgüsünü onlara kim öğretti?

I was appalled by her lack of good manners. - Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm.

manner

Who taught them table manners? - Masa görgüsünü onlara kim öğretti?

This book is on the manners and customs of America. - Bu kitap Amerika'nın görgü ve gelenekleri üzerinedir.

görgü kuralları
etiquette
görgü tanığı
eyewitness

We've found an eyewitness that says you shot Tom. - Senin Tom'u vurduğunuzu söyleyen bir görgü tanığı bulduk.

One eyewitness is better than ten earwitnesses. - Bir görgü tanığı, on tane kulak misafirinden daha iyidir.

görgü gereği
de rigueur
görgü kuralları
breeding
görgü kuralları
rules of good manners, etiquette
görgü kuralları
the rules of good manners, etiquette
görgü kuralları
proprieties
görgü kuralları
do's and don'ts
görgü kuralları
respectabilities
görgü tanıklığı yapmak
eyewitness
askeri görgü
(Askeri) military courtesy
uluslar arası görgü kuralları
(Hukuk) comitas gentium
Türkçe - Türkçe
Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik kuralları, terbiye, adabımuaşeret
Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik kuralları, terbiye, adabımuaşeret: "İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor."- O. C. Kaygılı
Görmüş olma durumu
Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim
terbiye
tecrübe
adap
görgü fukarası
Görgüsü az veya iyi olmayan (kimse)
görgü kuralları
Bir toplumda veya toplulukta, davranışların dış biçimlerini denetlemeye yönelik olan kuralların bütünü, adabımuaşeret
görgü tanığı
Tanıklığı, olay görmüş olmasına dayanan tanık