frenlemek

listen to the pronunciation of frenlemek
Türkçe - İngilizce
brake
restrain
choke back
refrain
dam up
keep in
check
govern
to brake (a vehicle)
retard
to hold (someone, oneself) in check, hold (someone, oneself) back, restrain (someone, oneself) (from)
bottle up
curb
bridle
rein back
to brake; to restrain, to bridle, to curb, to choke sth back
contain
the kerb
the curb
trig
frenle
{f} curbed
frenleme
(Havacılık) breaking action
frenle
{f} curb
frenle
{f} refrain
frenle
{f} brake

I had the brakes of my bicycle adjusted. - Bisikletimin frenlerini ayarlattım.

Riding a bike that doesn't have brakes is a pretty stupid thing to do. - Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak oldukça aptalca bir şey.

frenleme
braking
Türkçe - Türkçe
Bir gidişin, bir tutumun aşırılığını engellemek, gemlemek: "Adam fena sinirlendi
Bir taşıtın, mekanizmanın hareketini fren yardımıyla yavaşlatmak veya durdurmak
Bir gidişin, bir tutumun aşırılığını engellemek, gemlemek
Ama durdu, düşündü, kendini iyi frenledi."- H. Taner
frenleme
Frenlemek işi
frenlemek