feraset

listen to the pronunciation of feraset
Türkçe - İngilizce
Türkçe - Türkçe
(Hukuk) Anlayış, zeka
(Osmanlı Dönemi) (Bak: Firâset) Anlayışlılık, çabuk seziş. (Aslı firâsettir
Anlayış, anlama yeteneği
Anlayış, seziş, sezgi, zekâ: "Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum."- A. Gündüz
Anlayış, seziş, zihin uyanıklığı
Anlayış, seziş, sezgi, zekâ
(Osmanlı Dönemi) KIYAFET
feraset