yelkende

listen to the pronunciation of yelkende
Turkish - English
sail boat
yelken
sail

We sailed from Yokohama to Kobe. - Yokohama'dan Kobe'ye yelkenli ile gittik.

God provides the wind, but man must raise the sails. - Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.

yelken
hwyl
yelken
(Askeri) gaff-topsail
yelken
(Meteoroloji) velum
yelken
gaff topsail
yelken
{i} cloth
yelken
{D} to hoist sail
yelken
{D} sail, sheet (of a sailing vessel). ~ açmak
yelken
canvas
yelken
{D} to set sail. ~ bezi sailcloth. ~i mayna etmek to haul down a sail, strike a sail. ~i sarmak/toplamak to furl a sail. ~leri suya indirmek to get down off one's high horse; to draw in one's horns
yelken
spritsail
Turkish - Turkish

Definition of yelkende in Turkish Turkish dictionary

Yelken
(Osmanlı Dönemi) KILAA
yelken
Yelken takmış, yelkeni olan göl veya deniz aracı, yelkenli
yelken
Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü: "Rıhtıma kurumak üzere yelkenler serilmişti."- S. F. Abasıyanık