yalnızca bir

listen to the pronunciation of yalnızca bir
Turkish - English
(Bilgisayar) only one

There's only one model missing in my collection. - Koleksiyonumda yalnızca bir tane eksik model var.

Tom and Mary had only one child. - Tom ve Mary'nin yalnızca bir çocuğu vardı.

yalnızca bir
Favorites