yaklaş

listen to the pronunciation of yaklaş
Turkish - English
(Bilgisayar) zoom in
(Bilgisayar) zoom
{f} near

Your birthday is drawing near. - Doğum günün yaklaşıyor.

Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near. - İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

{f} approach

According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa. - Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.

He is a hard man to approach. - O yaklaşması zor bir adamdır.

{f} approximate

The bridge is approximately a mile long. - Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

come near

Don't let that dog come near me! - O köpeği yanıma yaklaştırma!

Don't let anyone come near the fire. - Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.

{f} nearing

We're slowly nearing the end. - Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

yaklaş ma
(Hukuk) (tır) approximation
yaklaş ve demirle
(Askeri) approach and moor
yaklaş
Favorites