yılmak

listen to the pronunciation of yılmak
Turkish - English
1. Be daunted by; be intimidated by
to be daunted by; to be intimidated by
to dread, to quail; to be sick of
sick of
dread
to be sick of
be sick of
be afraid of
quail
yıl
year

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

He has been in Japan for three years. - O üç yıldır Japonya'da.

yıl
(Bilgisayar) years

There was a castle here many years ago. - Yıllar önce orada bir kale vardı.

India was governed by Great Britain for many years. - Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.

yıl
(Bilgisayar) yrs
yıl
(Bilgisayar) yr
yıl
twelvemonth
yıl
year sene
yıl
sun

My father's birthday falls on Sunday this year. - Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.

This year New Year's Day falls on Sunday. - Bu yıl, Yeni Yıl Pazar gününe denk geliyor.

yıl
period of 365 days
yıl
period of 12 months
Turkish - Turkish
Bir işten gözü korkup vazgeçmek: "On beş dakika içinde onlar kadar yılmış, onlar kadar güçten kuvvetten kesilmişti."- Y. K. Karaosmanoğlu
Bir işten gözü korkup vazgeçmek
Bıkmak, usanmak
yıl
Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene: "Yıl 1919 / Mayısın on dokuzu / Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor."- C. S. Erozan
Yıl
sene

Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum. - Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.

Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış. - Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.

yıl
Bir gezegenin güneş çevresindeki dolanım suresine o gezegenin adı ile kullanılarak yıl denir
yıl
Yer yuvarlağının, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre: "Kırkı atlayalı birkaç yıl oldu."- H. E. Adıvar
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre
yıl
Ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
yılma
Yılmak işi