vasıflı

listen to the pronunciation of vasıflı
Turkish - English
qualified

Tom isn't as qualified for the job as Mary is. - Tom bu iş için Mary kadar vasıflı değil.

I'm the only one qualified to do this. - Bunu yapmak için vasıflı tek kişiyim.

skilled
featured
vasıf
qualification
vasıflı işçi
skilled workman
vasıf
feature
vasıf
skill
vasıf
quality
az vasıflı
underqualified
az vasıflı
less qualified
son derece vasıflı
highly qualified
vasıf
quality, attribute
vasıf
characteristic
vasıf
quality; qualification
vasıf
gram. adjective
Turkish - Turkish
Niteliği olan, nitelikli
VASIFLI İKRAR
(Hukuk) Yapılan ikrara bir nitelik eklenmesi(vasıf)
vasıflı işçi
bakınız: nitelikli işçi
vasıf
(Osmanlı Dönemi) hususiyet; özellik; övgüye değer
VASIF
(Osmanlı Dönemi) Vasfeden. Bildiren
VASIF
(Osmanlı Dönemi) Medheden, öven
VASIF
(Hukuk) Nitelik
vasıf
Nitelik: "Sonunda komutanlık vasıflarını göstermek fırsatını bulmalıydı."- F. R. Atay
vasıflı
Favorites