Bir şey denemenin faydası yok.
- It's no use trying anything.
Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin.
- If you want to make your dreams come true, keep on trying.
Onlar politik amaçlarına ulaşmak için sömürgeci güçlere yaranmaya çalışmaktadırlar.
- They are trying to cozy up to imperialist forces in order to achieve their political aims.
Ukrayna güvenlik güçleri bu iki önemli kenti birbirinden ayırmak amacıyla Donetsk ve Luhansk arasındaki kasaba ve köyleri işgal etmeye çalışıyorlar.
- The Ukrainian security forces are trying to occupy the towns and villages between Donetsk and Luhansk in order to cut off those two important cities from each other.
Aynı anda konuşmaya çalışan bir grup genç kızdan daha can sıkıcı bir şey yok.
- There's nothing more annoying than a group of young girls all trying to talk at the same time.
Bu yazılımın nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak sıkıcı.
- Trying to figure out how this software works is a pain in the neck.
Tom'un ne söylemeye çalıştığını anlamak zordu.
- It was hard to figure out what Tom was trying to say.
Bu raporu zamanında bitirtmeye çalışırken zor bir zaman geçirdim.
- I had a hard time trying to get this report finished on time.
Tıpkı senin gibi, bu sıkıntılı günlerde uyumadım.
- Just like you, I haven't slept in these trying days.
Bunu denemek istiyorum.
- I'd like to try this on.
Denemek için bana uğra.
- Come on over to have a try.
Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
- Older people are often afraid of trying new things.
Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
- It was mad of him to try to swim in the icy water.
Okulda daha fazla gayret etmek zorundayım.
- I have to try harder at school.
Döküm içindeki kolumla bunu yapmaya çalışmak gerçekten çok sinir bozucu.
- It's just so frustrating to try to do this with my arm in a cast.
Ben senin teklifini takdir ediyorum, ama bunu tek başıma yapmaya çalışmak istiyorum.
- I appreciate your offer, but I'd like to try to do this on my own.
Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
- Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
Sonunda Tom'u odasını temizlemeye ikna etmek için uğraşmaktan vazgeçtim.
- I finally stopped trying to persuade Tom to clean his room.
Ona uğraşmak anlamsız.
- It's nonsense to try that.
Onu geri getirmeye çalışmak aptalca olur.
- To try to bring it back would be foolish.
Mesajınızı anlatmak bir yerlinin tam olarak söyleyeceği gibi onu söylemeye çalışmaktan çok daha önemlidir.
- Getting your message across is much more important than trying to say it exactly like a native speaker would say it.
Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
- Older people are often afraid of trying new things.
Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.
- Linux is a free operating system; you should try it.
İşe yarayan bir yöntem buluncaya kadar denemeye devam etmek zorundayız.
- We have to keep trying until we find a method that works.
Denemeye devam etmek zorundayım.
- I have to keep trying.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
Ben çok sosyal değilim, ama bir çaba sarfetmeye çalışıyorum.
- I'm not very social, but I try to make an effort.
Today I scored my first try.
Try this—you’ll love it.
I gave sushi a try but I didn’t like it.
You are trying too hard.
I'll come to dinner soon. I'm trying to beat this level first.
euery feend his busie paines applide, / To melt the golden metall, ready to be tride.
... many physicists are jumping into the game, trying to figure out whether it's physically ...
... Any engineer who's trying to design something needs to ...