English - Turkish
Definition of to practice exaction in English Turkish dictionary
- exact
- tam
Tam olarak ne yapıyorsun?
-What exactly are you doing?
O, tam olarak benim istediğimdir.
-It's exactly what I wanted.
- exact
- {s} doğru
Bu tam olarak doğru değil.
-That isn't exactly right.
Bu tamamen doğru değil.
-It isn't totally exact.
- exact
- tehditle almak
- exact
- {s} dakik
Tom tam olarak on iki dakika geç kalmıştı.
-Tom was exactly twelve minutes late.
Aslında, bunu bilmem gerekir. Bir dakika bekle, hatırlamama izin ver, Kesinlikle! Radyum elementinin atom numarası 88'dir
-Actually, I should know it. Wait a minute, let me remember. Exactly! The atomic number of radium is 88.
- exact
- {f} mecbur et
- exact
- zorla elde etmek
- exact
- {f} istemek
- exact
- çok kuvvet ve enerji sarfettiren
- exact
- (İnşaat) kesin, hassas, tam
- exact
- her şeyin harfiyen yapılmasını isteyen
- exact
- gerektir/zorla al
- exact
- kesin/tam
- exact
- (Tekstil) 1. tam 2. doğru
- exact
- cebren almak
- exact
- {s} kati
- exact
- (fiil) dayatmak, zorlamak, zorla almak, ısrarla istemek, gerektirmek, istemek
- exact
- tam,v.mecbur et: adj.tam
- exact
- {s} tam, kesin
- exact
- talep etmek
Related Terms
English - English
Definition of to practice exaction in English English dictionary
- exact
to practice exaction
Hyphenation
to prac·tice ex·ac·tionTurkish pronunciation
tı präktıs îgzäkşınPronunciation
/tə ˈpraktəs əgˈzaksʜən/ /tə ˈpræktəs ɪɡˈzækʃən/
Resimler
History
Favorites