Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.
- Lions surrounded Tom on all sides.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
- Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
- I see that I am surrounded by hostile faces.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
- The English language surrounds us like a sea.
Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
- Most castles have a moat surrounding them.
Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
- He soon got used to the new surroundings.