to enter on; to commence

listen to the pronunciation of to enter on; to commence
English - Turkish

Definition of to enter on; to commence in English Turkish dictionary

begin
başlamak

Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin. - You shouldn't have come here to begin with.

Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım. - I think I have to begin working on my homework.

begin
{f} başlatmak
begin
başla

Okul dokuzda başlar ve altıda biter. - School begins at nine and is over at six.

Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır. - Birth is, in a manner, the beginning of death.

begin
zuhur etmek
begin
{f} girişmek
begin
ön ayak olmak
begin
başlangıç

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

Başlangıç işin en önemli kısmıdır. - The beginning is the most important part of the work.

begin
atılmak
begin
açmak
begin
adım atmak
begin
çığır açmak
begin
bismillah demek
begin
{f} koyulmak
begin
{f} (be.gan, be.gun, --ning)
begin
{f} önayak olmak
begin
(fiil) başlamak, girişmek, koyulmak, başlatmak, meydana gelmek, doğmak, önayak olmak
begin
{f} meydana gelmek, vücut bulmak
begin
ilk adımı atmak meydana gelmek
English - English
begin