Bilinenler bilinmeyenlerden ayrılmalı.
- The known must be separated from the unknown.
Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.
- Football is the most known sport in the world.
Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.
- Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles.
Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
- The firm is known for its high-quality products.
Geçen yüzyılın ortasına kadar Japonya'nın feodal bir devlet olduğu iyi bilinmektedir.
- It is well known that up to the middle of the last century Japan was a feudal state.
Sony tüm dünyada tanınan bir markadır.
- Sony is a brand known around the world.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
O hem Japonya'da hem de Amerika Birleşik Devletlerinde iyi tanınmaktadır.
- She is well known both in Japan and in the United States.
Tanınmak istemiyorum.
- I don't want to be known.
San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür.
- San Francisco is known for its fog and its hills among other things.
Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
- His name is known to everyone in this town.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
- The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- As a singer, she's well known.
... located in part of the Fertile Crescent known as Mesopotamia, ...
... they're probably pretty well known. ...