the interior or inner part

listen to the pronunciation of the interior or inner part
English - Turkish

Definition of the interior or inner part in English Turkish dictionary

inside
{i} iç taraf

Kapının tam iç tarafında bir köpek buldum. - I found a dog just inside the gate.

inside
{i}

Kutuyu açtım ve içine baktım. - I opened the box and looked inside.

Biri beni içeri itti. - Someone pushed me inside.

inside
içindeki

Evin içindeki herkesi almaya çalışman gerekiyor. - We need to try to get everybody inside the house.

Öfkeli kalabalık polis minibüsünün etrafını sarıp içindeki pedofili zanlısına hakaretler yağdırdı. - The angry crowd clambered around the police van shouting insults at the suspected paedophile inside it.

inside
(Konuşma Dili) özünde

Özünde, hepimiz birbirimize benzeriz. - We are all alike, on the inside.

inside
(Konuşma Dili) esasında
inside
içerisinde

Tom evinin içerisinde kim olduğunu biliyordu. - Tom knew who was inside his house.

Mağaranın içerisindeki bütün bu insanları alın. - Get all these people inside the cave.

inside
içerisine
inside
içteki
inside
ç
inside
{i} karın

Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı. - Tom looked at the snow falling inside the snow globe.

Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır. - Most of a insect's organs are inside its abdomen.

inside
gizli

Mary bir pasta içinde ceza evine bir demir testeresi bıçağını gizlice sokmaya çalıştı. - Mary tried to smuggle a hacksaw blade into the prison inside a cake.

inside
kodeste
inside
içeriye/içerde
inside
sayfanın iç kısımlarında
inside
içerde

Kapı sürgüleri içerde. - The door bolts on the inside.

Tom içerde sizi bekliyor. - Tom is waiting for you inside.

inside
z. içeride; içeriye
inside
(zarf) içeride, içeriye
English - English
inside
the interior or inner part

    Hyphenation

    the in·te·ri·or or in·ner part

    Turkish pronunciation

    dhi întîriır ır înır pärt

    Pronunciation

    /ᴛʜē ənˈtərēər ər ˈənər ˈpärt/ /ðiː ɪnˈtɪriːɜr ɜr ˈɪnɜr ˈpɑːrt/
Favorites