Er geç geri döneceğini biliyordum.
- I knew you'd come back sooner or later.
Er geç farkına varacak.
- She will notice sooner or later.
Tom sonunda hoşlandığı bir iş buldu.
- Tom eventually found a job that he liked.
Her zaman Tom ve Mary'nin sonunda evleneceklerini düşündüm.
- I always thought that Tom and Mary would eventually get married.
Polis en sonunda Tom'u yakaladı.
- The police eventually arrested Tom.
Fadıl en sonunda İslam'a geçti.
- Fadil eventually converted to Islam.
Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- Tom eventually did everything we asked him to do.
Tom nihayet istifa etti.
- Tom eventually resigned.
Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.
- After eight months, he eventually started dating girls again.
Sonuçta her şeyi bana anlatacaksın.
- You'll tell me everything eventually.
Sonuçta işler değişti.
- Things eventually changed.
He’ll turn up sooner or later.