English - Turkish
Definition of something spoken; speech, discourse in English Turkish dictionary
- saw
- kesil/kes
- saw
- {i} atasözü, darbımesel
- saw
- saw pit bıçkı hendeği
- saw
- gör
Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
-I saw my Twitter account suspended after a while.
Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.
-Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.
- saw
- bıçkı ile biçer gibi hareketler yapmak
- saw
- bıçkı ile biçmek
- saw
- {f} bıçkı ile kesmek
- saw
- bıçkı makinası
- saw
- atasözü
- saw
- testere
Onun eli testereye yatkındır.
-She's very handy with a saw.
Çiftçiden bir testere ödünç aldı.
-She borrowed a saw from the farmer.
- saw
- özdeyiş
- saw
- bıçkı
- saw
- testere ile kesmek
- saw
- doğramak
- saw
- biçmek
Related Terms
English - English
Definition of something spoken; speech, discourse in English English dictionary
- saw
And for thy trew sawys, and I may lyve many wynters, there was never no knyght better rewardid .
something spoken; speech, discourse
Hyphenation
some·thing spoken; speech, dis·coursePronunciation
Resimler
History
Favorites