slow; having little motion; as, a sluggish stream

listen to the pronunciation of slow; having little motion; as, a sluggish stream
English - Turkish

Definition of slow; having little motion; as, a sluggish stream in English Turkish dictionary

sluggish
{s} ağırkanlı
sluggish
{s} miskin

Son zamanlarda miskinleştim. - I've been sluggish recently.

sluggish
{s} halsiz

Ben sadece yavaş ve halsiz hissettim. - I just felt slow and sluggish.

Onun halsiz göründüğü bilinmektedir. - He's known to appear sluggish.

sluggish
mıymıntı

Tom bir gece kuşu ama sabahları çok mıymıntı. - Tom's a night owl, but he's very sluggish in the morning.

sluggish
sümsük
sluggish
sünepe
sluggish
kesat
sluggish
uyuz
sluggish
uyuşuk

Tom bir gece kuşu ama sabahları çok uyuşuktur. - Tom's a night owl, but he's very sluggish in the morning.

sluggish
durgun

O durgun bir öğrenci. - He is a sluggish student.

sluggish
tembel

Son zamanlarda tembellik ediyorum. - I've been sluggish recently.

sluggish
tembellik

Son zamanlarda tembellik ediyorum. - I've been sluggish recently.

sluggish
{s} yavaş giden, yavaş, durgun
sluggish
sluggishnessağırlık
sluggish
tembel tabiatlı
sluggish
{s} sıkıcı
sluggish
{s} mızmız
sluggish
{s} ağır ilerleyen
sluggish
ağır yürür veya hareket eder
English - English
sluggish
slow; having little motion; as, a sluggish stream
Favorites