serin

listen to the pronunciation of serin
English - Turkish
küçük iskete
bir tür kanarya
{i} ispinoz
Serinus canarius
{i} kanarya
european serin
(Hayvan Bilim, Zooloji) küçük iskete
Turkish - Turkish
Az soğuk, ılık ile soğuk arası
Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren (şey)
Az soğuk, ılık ile soğuk arası (hava)
Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren (şey): "... kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin."- R. H. Karay
English - English
Turkish - English
(isim) cool

Keep it in a cool place. - Onu serin bir yerde tut.

Study in the cool of the morning. - Sabahın serinliğinde Çalış.

chilly

The homeless sought shelter from the chilly shower. - Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.

My room is really good, though a little bit chilly. - Odam biraz serin olmasına rağmen, odam gerçekten iyidir.

cool, chilly
fresh

Drink some cool freshwater. - Biraz serin tatlı su iç.

cerin
cooler

We should have gone on a cooler day. - Daha serin bir günde gitmeliydik.

As the day got cooler, I had to put on a sweater. - Gün daha serin olduğu için bir süveter giymek zorunda kaldım.

serine
serin (hava)
fresh
serin kanlı
as cool as a cucumber
serin yer
cool
serin kanlı
bloody cool
serin bir şekilde
cooly
serin gelmek
slang not to get angry, to keep cool
serin hava deposu
(Askeri) chilled storage
serin kalmak
keep cold
serin olma durumu
draftiness
serin yerde tutunuz
keep cool
bugün hava serin
Today it's cool
serin
Favorites