sandalyeler

listen to the pronunciation of sandalyeler
Turkish - English
stühle
sandalye
chair

Could you move the chair a bit? - Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?

There was nothing but an old chair in the room. - Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.

sandalye
seat

You're sitting in my seat. - Benim sandalyemde oturuyorsun.

The seats were reserved for the party. - Parti için sandalyeler ayırtıldı.

sandalye
morris chair
sandalye
office, post, position
sandalye
gorsedd
sandalye
chair; office, post
sandalye
pol. seat (right to sit in a legislative body)
yeni sandalyeler koymak
reseat
Turkish - Turkish

Definition of sandalyeler in Turkish Turkish dictionary

Sandalye
iskemi
Sandalye
istol
Sandalye
işkil
Sandalye
kürsü
Sandalye
iskemle
sandalye
Arkalıklı, kol koyacak yeri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
sandalye
Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma nesnesi
sandalye
Makam, koltuk, mevki
sandalye
Arkalıklı, kol koyacak yeri olmayan, bir kişilik oturma eşyası: "Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik."- R. H. Karay
sandalye
Makam, koltuk, mevki: "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum."- H. E. Adıvar