sabırlı

listen to the pronunciation of sabırlı
Turkish - English
patient

Be patient please. It takes time. - Sabırlı olun lütfen. Bu zaman alır.

She is very thoughtful and patient. - O çok düşünceli ve sabırlı.

tolerant
long-suffering
patient; forbearing
uncomplaining
enduring
patience

You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience. - Birazcık daha sabırlı olsaydın yapbozu bitirebilirdin.

We just need to have patience. - Sadece sabırlı olmamız gerekiyor.

stoic
long suffering
forbearing
longsuffering
stoical
sabır
patience

We need a lot of patience when we study. - Çalışırken çok sabıra gerek duyarız.

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

sabırlı olma
uncomplainingness
sabırlı olmak
be patient

We just have to be patient. - Sadece sabırlı olmak zorundayız.

My advice is to be patient. - Benim tavsiyem sabırlı olmaktır.

sabır
endurance
sabır
patience, forbearance
sabır
forbear
sabır
perseverance
sabır
stoicism
sabır
(Botanik, Bitkibilim) agave
sabır
steadiness
sabır
forbearance
sabır
fortitude
sabırlı olmak
forbear
sabırlı olmak
to be patient
sabır
steadfastness
sabır
fastness
sabır
suffeance
Turkish - Turkish
Sabır gösteren, katlanan, sabreden: "Halim, adı üstünde sabırlı bir adamdır."- B. Felek
Sabır gösteren, katlanan, sabreden
sabır
Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme
sabır
Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç: "İki, üç akşamda bir, odasına uğrar, onun o sonu gelmez askerlik hatıralarını büyük bir sabırla dinlemeğe koyulurduk."- H. Taner
Sabır
dayanç
Sabır
sabr
Sabır
çıdam
Sabır
sebat
Sabır
(Osmanlı Dönemi) RİSL
sabır
Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç
sabırlı
Favorites