sığdır

listen to the pronunciation of sığdır
Turkish - English
(Bilgisayar) fit

How did you fit a briefcase into your pocket?! the woman asked, stunned. - Şaşırmış bir şekilde Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?! diye sordu kadın.

I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it. - Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.

(Bilgisayar) fit to
sığ
shallow

The pond is too shallow for swimming. - Havuz yüzülemiyecek kadar çok sığ.

After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave. - Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.

sığ
superficial

You're just so superficial and shallow. - Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.

Sığ
ity
metni otomatik sığdır
(Bilgisayar) autofit text
metni sığdır
(Bilgisayar) fit text
sığ
fordable
sığ
shoaly
Turkish - Turkish

Definition of sığdır in Turkish Turkish dictionary

sığ
Derinliği az
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.): "Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar."- S. F. Abasıyanık
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan
sığ
Dibi yüzeyinden veya ağzından yakın olan
sığ
Ayrıntıya inmeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan