renklendirerek

listen to the pronunciation of renklendirerek
Turkish - English
colouring
coloring
renk
{i} colour

Green is my favourite colour. - Yeşil, benim en sevdiğim renktir.

The Indian flag is called the tricolour because it has stripes of three colours – saffron, white and green. - Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.

renk
{i} color

The rainbow has seven colors. - Gökkuşağı yedi renklidir.

We have the extra-large size, but not in that color. - Büyük bedenimiz var, ama o renk mevcut değil.

renk
{i} flush
renk
hue
renk
(Bilgisayar) colors

How many colors do you see in the rainbow? - Gök kuşağında kaç tane renk görüyorsun?

The dog cannot distinguish between colors. - Köpek renkleri ayırt edemez.

renk
cab colour
renk
tinction
renk
{i} tint
Renk
(Tıp) colo r
renk
color; hue; coloring
renk
tincture
renk
(someone's) true colors; (someone's) true nature; (someone's) true opinions or beliefs
renk
complexion
renk
colour [Brit.]
renk
coloring
renk
colouring [Brit.]
renk
color (colour)
renk
color, character, quality, tone, complexion
renk
colour, color
renk
choromo
renk
{i} colouring
renk
dye

What color do you want to dye your hair? - Saçını boyamak için ne renk istersin?

I wouldn't have dyed my hair that color. - Ben saçımı o renk boyatmazdım.

Turkish - Turkish

Definition of renklendirerek in Turkish Turkish dictionary

RENK
(Osmanlı Dönemi) Bulanık su
Renk
nukbe
Renk
(Osmanlı Dönemi) SEBİR
Renk
(Osmanlı Dönemi) GUN
Renk
(Osmanlı Dönemi) NECR
Renk
(Osmanlı Dönemi) BÂC
Renk
(Osmanlı Dönemi) SEHANE
Renk
boya
renk
Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum: "Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu."- A. Gündüz
renk
Nitelik
renk
Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
renk
Nitelik, özellik, ölçü