quickness, nimbleness

listen to the pronunciation of quickness, nimbleness
English - Turkish

Definition of quickness, nimbleness in English Turkish dictionary

activity
{i} eylem
activity
hareket
activity
etkinlik

O zamandan beri dini etkinliklerle uğraşıyor. - He has engaged in religious activity since then.

Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor. - Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.

activity
yapılan işler
activity
{i} faaliyet

O, gönüllü faaliyetine kendini adamış. - She devoted herself to the volunteer activity.

Birçok yerde, doğa insan faaliyeti tarafından tehdit edilir. - In many places, nature is threatened by human activity.

activity
(Askeri) müdahele, hareket
activity
{i} hareket halinde olma
activity
kuvvet
activity
tez canlılık
activity
tetiklik
activity
(Sinema) etkenlik
activity
amel
activity
(Askeri) KURULUŞ: Belirli bir işlevi veya görevi yerine getiren bir birlik, teşkilat veya tesis. Ör., celp ve sevk merkezi, dağıtım merkezi, deniz üssü, tersane
activity
eyleyim
activity
etki

Senin gözde etkinliğin nedir? - What's your favorite activity?

Favori kış etkinliğin nedir? - What's your favorite winter activity?

activity
(Mukavele) faaliyet, iş kalemi, aktivite
activity
(Nükleer Bilimler) aktivite, aktiflik
activity
{i}

Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli. - Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.

Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor. - Tom is showing no signs of brain activity.

English - English
{n} activity
{n} activeness