English - Turkish
Definition of proposition, basic assumption, presupposition, fundamental presumption in English Turkish dictionary
- premise
- {i} öncül
Kitabın ana fikri yanlış bir öncüle dayanıyordu.
-The main idea of the book relied on a false premise.
Senin öncülüne katılmıyorum.
-I disagree with your premise.
- premise
- terim
- premise
- (isim) öncül
- premise
- kaziye
- premise
- sayıltı
- premise
- (Matematik) mukaddem
- premise
- dayanak çekidi
- premise
- i., man. öncül; terim
- premise
- bir önerme veya tartışmanın nedeni olarak ileri sürmek
- premise
- mukaddeme
- premise
- açıkla
- premise
- {f} önceden açıklamak
- premise
- tanıtma veya açıklama yoluyle önceden belirtmek
- premise
- {f} önermenin nedeni olarak göstermek
Related Terms
English - English
Definition of proposition, basic assumption, presupposition, fundamental presumption in English English dictionary
- {i} premise
proposition, basic assumption, presupposition, fundamental presumption
Hyphenation
proposition, Bas·ic assumption, presupposition, fun·da·men·tal pre·sump·tionPronunciation
Resimler
Favorites