The rain fell soundlessly upon the jungle.
- Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.
The lion is the king of the jungle.
- Aslan ormanın kralıdır.
He lived alone in the forest.
- Ormanda yalnız başına yaşadı.
Our artificial island isn't very well forested yet.
- Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.
The public is requested not to litter in these woods.
- Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.
Yesterday we were biking in the woods.
- Dün ormanda bisiklete biniyorduk.
Tom has a degree in forestry.
- Tom, ormancılık bölümünden mezun.
Tom majored in forestry.
- Tom ormancılık alanında ihtisas yaptı.
Tom always thought he'd like to become a forest ranger.
- Tom her zaman bir orman bekçisi olmak istemeyi düşündü.
I used to be a forest ranger.
- Eskiden bir orman bekçisiydim.
There are a great many forest fires in America.
- Amerika'da pek çok orman yangını var.
A forest fire broke out in this area.
- Bu alanda bir orman yangını patlak verdi.