English - Turkish
Definition of of or pertaining to fate; concerned with destiny in English Turkish dictionary
- weird
- büyü
- weird
- esrarlı
- weird
- acayip
Tom'un bir sürü acayip fikirleri var.
-Tom has a lot of weird ideas.
Bugüne kadar yediğin en acayip şey ne?
-What's the weirdest thing you've ever eaten?
- weird
- tuhaf
Postacının henüz gelmemesi tuhaf.
-It's weird that the mailman hasn't come yet.
Tom Mary'nin biraz tuhaf olduğunu düşünüyor.
-Tom thinks Mary is a little weird.
- weird
- garip
Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
-That's a really weird shade of red for a car.
Tom Mary'ye garip bir görüntü verdi.
-Tom gave Mary a weird look.
- weird
- {s} kader ile ilgili
- weird
- {s} anlaşılmaz
- weird
- {s} esrarengiz
Related Terms
English - English
Definition of of or pertaining to fate; concerned with destiny in English English dictionary
- weird
of or pertaining to fate; concerned with destiny
Hyphenation
of or pertaining to fate; con·cerned with des·ti·nyPronunciation
Resimler
Favorites