English - Turkish
Definition of not tied in English Turkish dictionary
- untied
- başıboş
- untied
- çözük
Tom'un ayakkabı bağcıkları çözük.
-Tom's shoelaces are untied.
- unfastened
- {f} çöz
- untied
- {f} çöz
Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.
-Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.
Tom ceketini çıkardı ve papyonunu çözdü.
-Tom took off his jacket and untied his bow tie.
- unfastened
- çöz(mek)
- untied
- çözülmüş
Ayakkabıların çözülmüş.
-Your shoes are untied.
Bir dakika bekle. Ayakkabı bağlarım çözülmüş.
-Hold on a minute. My shoelaces are untied.
- unfastened
- gevşemiş
- unfastened
- çözülmüş
- unfastened
- açılmış
- unfastened
- çöz<çözülmüş>
- untied
- çöz<çözülmüş>
Related Terms
English - English
Definition of not tied in English English dictionary
- untied
- unfastened
not tied
Turkish pronunciation
nät taydPronunciation
/ˈnät ˈtīd/ /ˈnɑːt ˈtaɪd/
Resimler
History
Favorites