not here; gone

listen to the pronunciation of not here; gone
English - Turkish

Definition of not here; gone in English Turkish dictionary

away
uzakta

O uzakta tatilde olamaz. - She can't be away on holiday.

O, otelden çok uzakta değildir. - It is not far away from the hotel.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu. - He had no choice but to run away.

Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi. - The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Uzak bir yere gidelim. - Let's go somewhere far away.

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun? - Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?

away
buradan

Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak. - Please go away and stop annoying me.

Buradan birkaç sokak ileride oturuyor. - She lives a few blocks away from here.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
English - English
away