method, way, medium; resources, funds

listen to the pronunciation of method, way, medium; resources, funds
English - Turkish

Definition of method, way, medium; resources, funds in English Turkish dictionary

means
vasıta

Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız. - We must devise some means of escape.

Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler. - Thoughts are expressed by means of words.

means
{i} vesile
means
ulaşım araçları
means
(Dilbilim) aracı

Telefon bir iletişim aracıdır. - The telephone is a means of communication.

Dil bir iletişim aracıdır. - Language is a means of communication.

means
kolaylık
means
(Matematik) içler
means
(Ticaret) araçlar

Onların hepsinin bağımsız araçları vardır. - All of them have independent means.

Olası tüm araçları denedim. - I tried all possible means.

means
para

Tom kazandığından çok para harcıyor. - Tom lives beyond his means.

Başarı çok para anlamına gelir, değil mi? - Success means much money, doesn't it?

means
yöntem
means
gelir

Bu işaret yürüme anlamına gelir. - This signal means don't walk.

Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir. - Amnesia means loss of memory.

means
yol

O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu. - He contrived a means of speaking to Nancy privately.

Mümkün olan tüm yollarla bir savaşı önlemeliyiz. - We must prevent a war by all possible means.

means
{i} servet, varlık
means
ne pahasına olursa olsun

Ne pahasına olursa olsun, onu istediğini söyledin! - You said you wanted it by any means!

means
taşıtlar
means
(Mukavele) vasıta, araç, vesile
means
{i} servet
means
şüphesiz

İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır. - The English language is undoubtedly the easiest and at the same time the most efficient means of international communication.

Şüphesiz onu ben yapacağım. - I'll do it by all means.

means
means to an end araç
English - English
{i} means
method, way, medium; resources, funds
Favorites