English - Turkish
Definition of match, harmonize with; spend time with, date in English Turkish dictionary
- go with
- ile flört etmek
- go with
- birlikte gitmek
Tom Mary'nin kesinlikle bizimle birlikte gitmek istediğini söylüyor, bu yüzden beklemeliyiz.
-Tom says that Mary definitely wanted to go with us, so we should wait.
Onlarla birlikte gitmek istersen acele etmelisin?
-If you want to go with them, you must hurry.
- go with
- düşüp kalkmak
- go with
- -e uygun olmak
- go with
- -e yakışmak
- go with
- -e uymak
- go with
- gitmek
Benimle gitmezsen, gitmek istemiyorum.
-I don't want to go if you don't go with me.
Biz o olmadan gitmek zorunda kalabiliriz.
-We may have to go without her.
- go with
- eşlik etmek
- go with
- uygun olmak
- go with
- yaraşmak
- go with
- uymak
- go with
- flört etmek
- go with
- katılmak
- go with
- çıkmak
- go with
- yolundan gitmek
Related Terms
English - English
Definition of match, harmonize with; spend time with, date in English English dictionary
- go with
match, harmonize with; spend time with, date
Hyphenation
match, har·mo·nize with; spend time with, datePronunciation
Resimler
Favorites