He won the race with ease.
- O kolaylıkla yarışı kazandı.
She finished the job with ease.
- O, kolaylıkla işi bitirdi.
They did not break apart easily.
- Onlar kolaylıkla parçalamadı.
She managed to get what she desired easily.
- Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
I'm amazed by the ease with which you solve the problem.
- Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
The ease with which he answered the question surprised us.
- Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
- Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.