kibarca

listen to the pronunciation of kibarca
Turkish - English
politely

She bowed to me politely. - O kibarca bana selam verdi.

Tom took off his hat and bowed politely. - Tom şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.

gently

The truth can be told gently. - Gerçek kibarca anlatılabilir.

In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department? - Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?

in style
nicely

Please treat me nicely now. - Lütfen şimdi bana kibarca davran.

mildly
civilly
aristocratically
in a refined manner, politely
mannerly
sweetly
tenderly

They kissed tenderly. - Onlar kibarca öpüştü.

Tom kissed Mary tenderly on the lips. - Tom Mary'yi kibarca dudaklarından öptü.

kindly

She kindly showed me around the city. - Kibarca bana şehri gezdirdi.

Tom kindly answered the question. - Tom soruyu kibarca yanıtladı.

kibarca davranmak
to behave politely
kibarca olmayan, bayağı
polite, non-vulgar
kibarca azarlama
gentle rebuke
kibarca söylemek
mince matters
kibarca uyarma
gentle hint
Turkish - Turkish
Kibar bir insana yakışacak biçimde
kibarca
Favorites