Tom was annoyed at the interruption.
- Tom kesintide rahatsız oldu.
We couldn't allow any interruptions.
- Biz herhangi bir kesintiye izin veremedik.
There's been a power cut.
- Bir elektrik kesintisi vardı.
Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.
- Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
Many employees had to be laid off due to budget cutbacks.
- Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.
Her job was eliminated due to budget cutbacks.
- Onun işi bütçe kesintileri yüzünden tasfiye edildi.