kendine özgü

listen to the pronunciation of kendine özgü
Turkish - English
specific

You have to be more specific than that. - Bundan daha kendine özgü olmak zorundasın.

(İnşaat) intrinsic
original
own

He doesn't have a mind of his own. - Onun kendine özgü bir düşünme tarzı yok.

distinctive

Sami decorated the place in his distinctive style. - Sami mekanı kendine özgü tarzıyla süsledi.

(Hukuk) sui generis
unique
typical
Turkish - Turkish
Bir kimse veya şeye özgü olan, kendine mahsus, kendine has
kendine mahsus
kendine has