in addition to, and also, and likewise, besides

listen to the pronunciation of in addition to, and also, and likewise, besides
English - Turkish

Definition of in addition to, and also, and likewise, besides in English Turkish dictionary

as well as
hem de

Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı. - They were rich as well as happy.

O hem çekici hem de çalışkandır. - She is charming as well as diligent.

as well as
birlikte

O zeki olmakla birlikte güzeldi. - She was intelligent as well as beautiful.

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir. - Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.

as well as
(Fiili Deyim ) kadar , gibi , hem
as well as
hem ... hem de ...: He gave me money
as well as
kadar iyi: He writes well, but not as well as Eşref. İyi yazıyor, ama Eşref kadar iyi değil
as well as
yanısıra
as well as
yanı sıra

Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi? - Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied?

İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir. - He teaches mathematics as well as English.

as well as
ilaveten
as well as
böyle olmakla birlikte
as well as
bu bir tarafa
as well as
kadar iyi

Ben sizin kadar iyi yüzebilirim. - I can swim as well as you.

Linda Meg kadar iyi dans edebilir. - Linda can dance as well as Meg.

as well as
hem

O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. - He speaks French as well as English.

Bana hem nasihat hem de para verdi. - He gave me money as well as advice.

as well as
olduğu kadar

Zengin olduğu kadar yakışıklı da. - He is handsome as well as rich.

Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum. - I think that globalization has negative effects as well as positive.

as well as
olmakla beraber
as well as
ilaveten bu bir tarafa
as well as
olmakla birlikte

O zeki olmakla birlikte güzeldi. - She was intelligent as well as beautiful.

as well as
ek olarak
as well as
ile birlikte
as well as
olduğu gibi

Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem. - I wish I could still swim as well as I used to.

English - English
as well as
in addition to, and also, and likewise, besides
Favorites