imparting power; having motion; as, the live spindle of a lathe

listen to the pronunciation of imparting power; having motion; as, the live spindle of a lathe
English - Turkish

Definition of imparting power; having motion; as, the live spindle of a lathe in English Turkish dictionary

live
yaşamak

Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum. - I would like to live in the quiet country.

Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz. - All of us want to live as long as possible.

live
live and learn yaşadıkça ögrenmek
live
{s} güncel
live
{f} on ile geçinmek
live
(Televizyon) canlı yayın

Sarhoş bir TV sunucusu, canlı yayın esnasında istifra etti. - A drunk TV presenter vomited during a live broadcast.

Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak. - The soccer game will be transmitted live at five p.m.

live
akımlı
live
cereyanlı (tel/ray vb)
live
radyo

Dan radyoda canlı çaldı. - Dan played live on the radio.

live
gereksinimlerini karşılamak
live
çıngıyla yüklü
live
cereyanlı
live
canlı (yayın)
live
diri
live
(yayın) naklen
live
canlı

Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular. - Soon after the accident they found a live animal there.

Kazada çok sayıda canlı kayboldu. - Many lives were lost in the accident.

live
ömür sürmek
live
hayatta olmak
live
eğleşmek
live
{s} patlamamış (bomba)
English - English
live
imparting power; having motion; as, the live spindle of a lathe
Favorites