içkili

listen to the pronunciation of içkili
Turkish - English
soused
drunk; spiked; (lokanta) selling alcoholic drinks
after having had a drink or two, with a drink or two under one's belt: Nebahat'in o can sıkıcı partilerine ancak içkili gidilir. You can face those boring parties of Nebahat's only if you've had a drink or two beforehand
stiff
(place, performance) at which liquor is served
boozed
wet
(someone) who has had something (alcoholic) to drink, who has had a drink or two
tipsy
drunk

Tom is too drunk to drive home. - Tom eve sürmek için çok içkili.

drunken
selling alcoholic drinks
(Konuşma Dili) under the influence
spiked
içkili eğlence
potations
içkili eğlence
revelry
içkili olmak
be the worse for drink
içkili olmamak
be none the worse for drink
aşırı içkili
dead drunk
Turkish - Turkish
İçki içmiş olan
İçki içmiş olan. İçki içilen: "Köylülerle beraber içkili belediye bahçesinin içinden saz dinledim."- S. F. Abasıyanık. İçki içmiş olarak
İçki içmiş olarak
İçki içilen
içkili
Favorites